Ben sana bakayım, sen de kalemime.

Ben kalemimle yazayım, sen gözlerinle dinle.
İletişimim iyi değildir benim. Anlatamam kağıt üzerinde ki kadar.
Birbirine dolanır kelimeler ayarlayamam ben ses tonumu.
Konuşsam dahi anlaşılmaz, kalemim olsun benim dilim.
İfade edemem seslerle kendimi, sessizliğe adadım ben dilimi.
Kalemle fırtınalar kopartsam, dilimle yel estiremem ki ben..
Hoş, gelemem ki ben göz göze kimseyle. Kaçacak yer arar ikiside.
Ben sana bakayım, sen de kalemime.
Anlatacak o kadar çok şey var ki, yetmez hiç bir kulak dinlemeye.
Ama kağıtlar var, orman kadar çok. Yazarım üşenmem, süzersin gözlerinle.
Çok yoruyor konuşmak, hayattan daha çok.
Sessizliği benimsemek, kapanmak değildir bir köşeye.
Haykırmaktır içten içe, anlaşılmaya ihtiyacım var diye.
Sen yeter ki oku, boşver anlamasan da olur be.
Çıkartmadı hayat seni karşıma.
Olurda çıkarsan, ses arama bi taraflarda.
Okuyacak bişeyler ara, kitap değil elbette.
Okunmayacak kadar ilginç, anlaşılmayacak kadar keskin bir yazı var ise ordayım ben.
İmza arama bi taraflarında, kayboluşlar anonimdir.
Huzur her şeyin yolunda gitmesi değildir ki.
Arayışların, bekleyişlerin bitmesidir huzur.
Yorgunluğun bitmesi..
Bırak, beraber dinlenirken, yolunda gitmesin hiç bi’ şey.
Bir kaç hüzünlük canı var hepsinin.
Huzurumuz galip gelir hepsine inan.