Umudun başlangıç noktası?

Bak, anlatamıyorum böyle. Kurduğum cümleler dahi gelişmeden başlıyor sonuçla bitiyor. Bir giriş dahi yok, nasıl desem hayatımdan bir kısmı silmiş de direk ortasından başlamışım gibi. Kaybolmuş da yerini tarif edemeyişin bir imgesi gibi.
Olmuyor, hatalar.. Ah o hatalar başı sarıyor hep. Ne kadar büyük hatalarsa o kadar geniş bir paradoksta bırakıyor insanı. Başa dönüyorum ben. Sürekli başa dönüyorum hiç başlangıcı olmayan bir başa dönüyorum. Ya rab diyorum içimde ki bu boşluğu maneviyat ile doldur. Çünkü olmuyor, neye sarılırsam sarılayım bu boşluk dolmuyor, bari ben olmaktan çıkmayım, halen bi parça ben kalmışssa içeride bi yerlerde onuda kaybetmeyeyim diyorum, ondandır inancımın bu denli ağır basması bu aralar.
Şükürler olsun diyorum iyi ki inancım var, inancım var lakin umudum yok ya rab. İnanç umutlar için bir köprü değilmiş onuda değiştikçe anlıyorum. Çok şeyi yeniden anlıyorum, yeni bir göz kazanmışcasına yeni bir bakış açısı buluyorum kendimde. Lakin ne olursa olsun hep aynı yerde buluyorum kendimi.
Zamanın bana kazandıracağı hiç bir şey kalmamış. Peki diyorum geçmiş? Geçmişten de mi bir şeyler kalmadı be kardeşim. Çocukluktan, yaşayamadığım gençliğimden diyorum. Ah o çocukluk, çocukluk diyorum sonra halen beni ayakta tutan çocukluğumda ki yaşadığım cennet mi diyorum. Halen çocukluğumun biriktirdiği düşleri harcıyorum ben. Hayat enerjim bu benim kardeşim. Ne zaman üzüntülerde boğulsam veya umudun tükendiğini hatırlasam çocukluk düşlerimden yüklüyorum kendime, bakmışssın yeniden mutlu ben(!). Eee bitmek üzere kardeşim. Tükendi baksana, tükendim.
Bu sınırsız umutsuzluğu bitmek üzere olan düşlerle daha ne kadar ayakta tutarım ben? Büyük çöküşü bekliyorum artık. Beklemekteyim. Ve olacak olan da o. Bir gün baktığınız da beni ben olarak görmezseniz, kontrol edin. Tek bir kırıntı dahi kalmamıştır düş cebimde.
“Umutsuz yaşamak ne zormuş,” diyemem,
Umut ne zormuş?
Umudu olmayan insan ölüymüş meğer.
Yapamıyorum insanlar gibi aslında olmayan umuda saklanıp kırılan düşlerimle yaşamayı.
Ben gerçekleri görüyorum, yalnızca gerçeklere bakıyorum.
Umudu umutlamıyorum. Olmayan umudu kabulleniyorum, biliyorum.
Sahte umutlara aldanıp mutlu yaşayamıyorum.
Gerçeği kabullenip dayanmaya çalışıyorum o kadar.
Gerçekler acıdır, acıyı kabullenmek daha acı.